Koskoca yapılar, yüzyıllara dayanmış taşlar, kayalıklar, asırların habitatı nasıl olur da bir iklim değişimi ile yıkılabilir? Evet maalesef öyle, İklim değişimi Dünya Kültür Miraslarımızı da tehdit ediyor. Aslında her şeyi etkilediği gibi tarihimizi etkilemesi de çok doğal. Anılar, hatıralar, yaşanmışlıklar bizi biz yapıyor, nasıl ders çıkartırsan çıkart, ruhunu nasıl eğitirsen eğit, ama çok önemli. Tarihin de hatıraları Dünya Kültür Mirasları. Şimdi konuştuğumuzda daha netleşecek, hadi başlayalım.
İklim değişimi, buzulların erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi, orman yangınlarının sıklaşması, kuraklık, ısı dalgaları, salgın hastalıklar, okyanusların asidikleşmesi gibi birçok probleme yol açıyor. Bunları duyarak biliyorduk, şimdi yaşayarak biliyoruz. Yeni bir rapora göre, daha şimdiden 29 ülkede 31 Doğal ve Kültürel Dünya Mirası alanı iklim değişiminden etkilenmiş durumda. Artan sıcaklıklara, eriyen buzullara, yükselen denizlere, yoğunlaşan hava olaylarına, kötüleşen kuraklığa ve uzun süren orman yangını sezonlarına karşı artık daha hassaslar. Aynen buzullar gibi. Buzullar artık ısınmaya karşı daha savunmasız. Neden? Yaşlı ama dağ gibi birini gördüğümüzde “o eski toprak” deriz ya, buzulların da eskisi daha dayanıklı, ısınmaya karşı daha dirençli ve biz şimdi onları kaybediyoruz. Dünya Kültür Mirasları da yüzlerce, binlerce yıla göğüs geriyor, ama iklim değişimine karşı artık daha dirençsiz.
Su götürmez bir gerçek, atmosferdeki ana sera gazı oyuncusu karbondioksitin konsantrasyonu 800.000 yıldan bu yana en yüksek değerinde. Yani iklim değişimi var mı yok mu tartışmaları bir yana dursun, karbondioksit artışı kanıtlanmış bir gerçek. Küresel ortalama sıcaklığımız da 1880’den bu yana 1 °C derece artmış durumda. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) göre, okyanusların ve atmosferin ısınması, yükselen deniz seviyeleri ve azalan kar ve buz gibi bazı son değişiklikler, son yıllarda daha anormal şekilde gerçekleşiyor. Ve diyor ki sıcaklık yükselmeye devam ettikçe, ısı dalgaları ve aşırı yağışlar daha yoğun ve sık olacak, okyanuslar ısınmaya ve asitlenmeye devam edecek ve deniz seviyesi yükselme oranı daha da artacak.
UNESCO, UNEP Turizm ve Çevre Programı, UCS ve IUCN Doğayı Koruma Birliği’nin hazırladığı rapora göre de, birçok Dünya Mirası bölgesinde, iklim değişikliğinin doğrudan ve dolaylı etkileri bu mirasların evrensel değeri ve bütünlüğüne tehdit oluşturuyor. İklim değişimi başlı başına ekstrem hava olayları ile zarar verebildiği gibi kirlilik, kentleşme, habitat bölünmesi, plansız ya da yetersiz yönetilen turizm gibi bir çok ara sebebi de daha ağır sorunlara dönüştürebiliyor. Örneklerden gidelim ki konuştuğumuzu gözümüzde canlandırabilelim;
Amerika Özgürlük Heykeli. O kadar heybetli olsa da iklim değişimi karşısında zayıf kalıyor. Deniz seviyesinin yükselmesi ve fırtınaların, gelgitlerin sıklaşması tehdidiyle karşı karşıya. Mesela 2012’de Sandy Kasırgası’nın taşıdığı sular, Özgürlük Adası’nın %75’ini sular altında bıraktı. Heykel o zaman zarar görmedi belki ama altyapıya büyük hasar verdi. Ellis Adası ile birlikte hasar bedeli 77 milyon doları aşmıştı o zamanlar.
Masmavi, caanım Galapagos Adaları, Ekvador. Mesele sadece görsel doğa değil, biyolojik çeşitliliğin yuvası burası. Charles Darwin güzel özetlemiş: “Galapagos, kendi içinde küçük bir dünya”. Gel gelelim, son yıllarda bu biyolojik çeşitlilik de elden gidiyor. Zaten başında turizm, nüfus artışı ve yasadışı balıkçılık gibi dertleri var. Buna bir de iklim değişimi eklenince dertli başına daha da dert sarmış. Galápagos coğrafi olarak sıcak okyanus sularının kalbinde konumlanmış, dolayısıyla su sıcaklıklarındaki değişiklik direkt olarak deniz yaşamını etkiliyor. Bu yüzden El Nino’dan en çok etkilenen yerlerin başında geliyor bu adalar. Şimdi, El Nino belirli periyotlarda gerçekleşen doğal bir salınım, iklim değişimi bunun neresinde dediysen bekle: birincisi ENSO dediğimiz bu salımınların frekansı artıyor, evet olmayan bir şey ortaya çıkmıyor ama daha sık oluşmaya başlıyor. İkincisi 1982-1983 ve 1997-1998 El Nino’nun çok güçlü yaşandığı yıllardı. İklim değişimi bu gibi yılları daha çok yaşamamıza sebep oluyor ve bu gibi yıllarda da suların fazla ısınmasından veya gerçekleşen aşırı hava olaylarından dolayı adanın kendine özgü gıda maddeleri zarar gördü, görüyor da. Kısacası besin ağı yara alıyor, aynı zamanda altüst oluyor. Ayrıca El Niño ile ilişkili Ekvator-Alt-Akıntısının da aşırı zayıflaması, tüm gıda ağını etkileyebiliyor. Neden tüm gıda ağı? Çünkü besin zincirinin temelinde yer alan planktonlardan Fitoplankton mevcudiyetinde azalmaya, küçük balıkların ve omurgasızların göç etmesine de neden olabiliyor güçlü El Nino’lar. İklim değişimi eşittir güçlü El-Nino demek. Mercan resifleri de, her bir El Nino olayından etkileniyor ve sıcak sulardan dolayı ağarma meydana geliyor. Mercanlar yoksa denizlerde yaşantı yok, oksijen yok, balık yok, yok oğlu yok.
Hindistan’ın Elephanta Mağaraları ile devam edelim. O da 130 Dünya Kültür Mirasından biri. Ne işçilik ama. Devasa taşların içine yüzlerce yıl önce. Bir de rivayete göre, dönemin sanatkarları gece çalışabilsin diye mağaranın üç tarafında su birikintileri oluşturulmuş. Ay ışığı su birikintilerinden yansıyarak mağaranın içi aydınlatılmış ve çalışmalar gece de devam etmiş. İşte bu kadar işçilik, bu kadar emek, şimdi iklim değişiminin ellerinde. Rapora göre, Elephanta Mağaraları uzun vadede deniz seviyesi yükselmesi riski ile karşı karşıya.
Bir örnek daha ister misiniz, bu kadar iklimi değiştirirsek elimizde örnekten bol bir şey olmayacak. Mali’deki Djenné Camii. Bu gibi geleneksel toprak yapıları, sıcaklık ve nemdeki değişikliklere özellikle duyarlılar ve risk altında.
Filipinler’in pirinç tarlaları. Asla pirinç deyip geçmeyelim. O ne intizam o ne güzel bir manzaradır. Dünyanın sekizinci harikası. Ifugao halkı sağolsun, yıllarca çalışmış ve bu kültür mirasını bırakmış. Unesco Kültür Mirası listesinde kendisi. Şimdi de iklim değişiminden etkilenen kültür mirasları listesine giriş yaptı. İşte bu da işin olumsuz tarafı. Şiddetli fırtınalar, aşırı yağış olayları, sel, toprak kayması, kuraklık ve orman yangınları gibi iklimle ilgili felaketler, savunmasız pirinç tarlalarına yönelik artan bir tehdit oluşturuyor.
Örnekler daha var, UNESCO ve Çevre Kuruluşları epey çalışmış, hazırlamış. Sizinle bir kaçını paylaşayım dedim, diğerlerine istersen göz atabilirsin.
163 ülkede 1000’den fazla Dünya Mirası var ve bunların çoğu da önemli turistik bölgelerde. Tabii bu Dünya Miraslarının maddi karşılığı yok ama turistik bölgeler olması itibariyle ekonomik boyutu da söz konusu. Ekonomik etkilenme, ekonomik krizler iklim değişiminde etken ayaklardan biridir, bunu bilahare anlatırım, dolayısıyla iklim değişimi Dünya Miraslarını vuruyor, arkasından dolaylı olarak yara alan Dünya Mirasları da iklimi vuruyor, alın size negatif geri besleme. Ne diyim, önümüz yaz, gidelim gezelim, görelim bari, ya da doğayı bu kadar hoyrat tüketmeyelim.